Canım sevgilim;
Bu gün seninle ilgili hayaller kurdum.Seni düşündüm ama her zamanki gibi değil.Biraz farklıydın normalden.Aslında sensiz olsam nasıl olurdu seni tanımamış olsaydım ne yapardım diye düşündüm.
Seni daha fazla meraklandırmadan söyleyeyim.Ben hiç bir şekilde sensiz olamıyorum.Seni sevmeden yaşamış saymıyorum kendimi.Seni tanımasam bir hiç olurdum bir amacım olmazdı.Ben seni tanıdıktan sonra öğrendim yaşamayı,sevmenin hem ne kadar acı verdiğini ama insanı bir o kadar da derinden beslediğini...
Sen benim nefesimsin,hayatımın gayesi, bitanecik aşkım, hiç bitmeyen ümidimsin.Benim olmasanda şu an benim sayıyorum ben seni.Tanıdığım için çok şanslıyım en başta.Bir mutlaka benim olacağını bildiğim için şanslıyım.Seni senin güzelliğini son ana kadar yaşayacağımiçin şanslıyım.Ben diğer insanlardan farklıyım bi kere.Çünkü ben Seni Seviyorum...
Bu gün
güzel bir hikaye
Ne yapardiniz? Karari siz verin. Komik bir cümle beklemeyin, çünkü yok.
Yine de okuyun. Sorum şu: Aynı kararı siz verir miydiniz?
Okuma ve öğrenme zorluğu çeken çocuklara özel eğitim veren bir okul icin bağıs toplama yemeğinde, çocuklardan birisinin babası katılımcılar tarafından asla unutulmayacak bir konuşma yaptı. Okula kendini adamış öğretmenleri kutladıktan sonra şöyle bir soru sordu: 'Dışardaki etkenler tarafından etkilenmedikçe doğa herşeyi mükemmel bir şekil ve sırada yapıyor. Ama yine de oğlum Shay, diğer çocukların öğrendikleri gibi öğrenemiyor. Diğer çocukların anlayabildikleri gibi anlayamıyor. Oğlumda doğal olması
gereken şeyler nerede?'
Bu soru karşısında dinleyiciler sessiz kaldılar.
Baba devam etti. 'Ben inanıyorum ki, dünyaya fiziksel ve zeka engelli Shay gibi bir çocuk geldiğinde, gerçek insan doğası kendini gösterme fırsatını buluyor ve bu da insanların o çocuğa davranış şekillerinde kendini gösteriyor.'
Ve sonra aşağıdaki hikayeyi anlatmaya başladı:
Shay ve babası bir gün parkta Shayin tanıdığı birkaç çocuğun baseball oynadıklarını gördüler.
Shay sordu, 'Acaba oynamama izin verirler mi?'
Shay'in babası çoğu çocuğun Shay gibi bir çocuğun takımlarında oynamasını istemeyeceklerini ama aynı zamanda eğer oğluna izin verirlerse oğlunun o çok ihtiyacını duyduğu, engellerine rağmen başkaları tarafından kabul edilmenin özgüveni ve sahiplenme duygusunu vereceğini de biliyordu.
Shay'in babası çocuklardan birinin yanına yaklaştı ve (fazla birşey
beklemeyerek) Shay in oynayıp oynayamayacağını sordu. Çocuk şöyle danışabileceği birilerine baktı ve sonra 'Şu anda 6 sayı gerideyiz ve oyun sekizinci turunda. Herhalde takıma girebilir ben de onu dokuzuncu turda vurucu olarak sokmaya çalışırım' dedi.
Shay büyük bir gayretle takımın yanına gitti ve yüzünde kocaman bir gülümseme ile takım t-shirtini giydi. Babası gözünde yaş, kalbi sıcak duygularla dolu onu izledi. Çocuklar oğlunun kabul edilmesinden dolayı babanın mutluluğunu gördüler. Sekizinci turun sonunda Shay'in takımı birkaç puan kazandı ama hala 3 sayı gerideydi. Dokuzuncu turun başında Shay eldiveni eline geçirdi ve sağ açık sahaya çıktı. Ona doğru hiç top isabet etmemesine rağmen oyunda olmaktan son derece mutluydu ve babasının ona tribünlerden el salladığını gördüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.
Dokuzuncu turun sonunda Shay'in takımı yine puan kazandı. Şimdi bütün kaleler doluydu, oyunu kazanma şansı ortaya çıkmıştı ve topa vurma sırası Shay'e gelmişti.
Bu noktada Shay'in vurucu olmasına izin vererek oyunu kaybetme riskini mi almalıydılar? Şaşırtıcı bir hamleyle Shay'e sopayı verdiler. Herkes topa isabet ettirme şansının sıfır olduğunu biliyorlardı çünkü bırakın topa vurmayı Shay sopayı bile elinde tutmasını bilmiyordu.
Ama Shay sahaya çıktığında top atıcı, diğer takımın kazanma şanslarını bir kenara bırakarak Shay'e bu fırsatı tanıdıklarını görünce birkaç adım öne giderek yumuşak bir şekilde topu Shay'e doğru fırlattı. İlk topa Shay zorlukla sopayı savurdu ama ıskaladı. Atıcı tekrar birkaç adım öne doğru geldi ve topu yine yumuşak bir şekilde Shay'e doğru attı. Shay sopayı savurdu ve hafifçe topa dokunarak yere atıcıya doğru vurdu.
Oyun şimdi bitecekti. Atıcı topu yerden aldı ve ilk kaledeki adamına
kolaylıkla atabilecek ve Shay'i sobeleyerek oyunu bitirebilecekti.
Ama atıcı topu aldı ve ilk kaledeki adamının başının üzerinden diğer takım arkadaşlarının erişemeyeceği yere fırlattı.
Tribünlerdeki herkes ve iki takımda bağırmaya başladılar, 'Shay, ilk kaleye koş, ilk kaleye koş!' Shay hayatında hiç bu kadar uzağa koşmamıştı ama ilk kaleye gidebildi. Şaskınlıktan büyümüş gözleriyle yere çöktü.
Herkes bağırmaya devam etti, 'İkinci kaleye koş, ikinci kaleye koş' Nefes nefese Shay zorlukla ikinci kaleye koşabildi. Shay ikinci kaleye geldiği sırada açık sahada diğer takımdan biri topu almıştı ... takımın en küçüğü olan bu çocuk kahraman olma şansını elinde tutuyordu. Topu ikinci kaledeki adamına atabilirdi ama top atıcısının niyetini anladığından o da kasıtlı olarak topu üçüncü kaledeki arkadaşının başının üzerinden attı.
Herkes bağırıyordu, 'Shay, Shay, Shay, bütün yolu koş Shay'
Karşı takımdan birinin yardım ederek onu üçüncü kaleye doğru döndürmesiyle Shay üçüncü kaleye koşabildi, 'Üçüncüye koş! Shay, üçüncüye koş!'
Shay üçüncüye gelirken diğer takımdakı çocuklar ve seyirciler ayağa
kalkmışlardı ve bağırıyorlardı, 'Shay, hepsini koş! Hepsini koş!' Shay
hepsini koştu ve oyunu takımı için kazanan bir kahraman olarak herkes tarafından alkışlandı.
'O gün', dedi babası, gözlerinden yaşlar aşağıya doğru süzülerek,
'iki takımdaki çocuklar da dünyaya bir parça sevgi ve insanlık getirmeyi başardılar'.
Shay bir sonraki yaza yetişemedi. O kış öldü. Bir kahraman olduğunu ve babasını mutlu ettiğini ve eve geldiğinde annesinin de gözyaşları içinde onu kucakladığını asla unutmadı.
Son NOKTA: E-mail ile hiç düşünmeden binlerce fıkra yolluyoruz, ama hayattaki seçimler konusunda mesaj olduğunda insanlar tereddüt ediyorlar.
Bunu size yollayan kişi hepimizin bir farklılık yapabileceği inancını taşıyor. Hepimizin her gün binlerce fırsatı olabiliyor 'doğal olan şeyleri' gerçekleştirmek için.
Bilgin bir adam bir zamanlar demişki: Her toplum, kendilerinden daha az şanslı olanlara nasıl davrandığıyla değerlendirilir.
Şimdi iki seçeneğiniz var:
1. Delete (Sil)
2. Forward (İlet)
Gününüz bir Shay günü olsun!
seni seviyorum
seni seviyorum
seni seviyorum derken bile doluyor gözlerim
seni andıkça titriyor bedenim
bazen donup kalıyorum olduğum yerde
seni yanımdaymış gibi hissediyorum her yerde
seni seviyorum
seni tüm benliğimle her zerrenle seviyorum
sana bir an bilie doyamadan seviyorum
kalbimde büyütüyorum seni
en nadide bir çiçek gibi bakıyorum
gölgelere atmıyorum güneşte besliyorum
başkalarını haram saydım kendime asla bakmıyorum
zaten herkeste seni görüyorum ya ne farkeder
seni seviyorum
sadece sana susadım ben
aşkı kana kana avuçlarından içmek için
yıllarca bekledim umudumu yitirmedim
ve seni buldum sonunda kaybetmem asla
sana seni seviyorum demek için
seni senle yaşamak hayatı tatmak için
SENİ SEVİYORUM
senin olmak için....
artık tanıyamaz oldum seni
ben bu kadar çok severkten seni nasıl oluyor da
görmüyorsun sen beni
anlamıyorsun hiç halimden
gözlerinin önünde riyip gitmeme izin veriyorsun
hani ben aşkındım senin hani herşeyindim senin
dönüp arkana bile bakmıyorsun artık
ben hala eski yerimde miyim artık bende bilmiyorum
evet seni ilk günkü kadar çok seviyorum
ama içimde kopan bu fırtına beni nereye götürecek
onu inan bilmiyorum
aşkıma
Canım sevgilim;
Seni çok özledim ben.Sensiz nefes almakta bile zorlanıyorum.Bu kış daha bir soğuk geçiyor sanki.Benim içim uzun zamandır ısınmadı.Sürekli titiriyor yüreğim...
Acaba uzatsam elimi anlatsam seni ne kadar çok sevdiğimi ısıtır mısın o sıcacık gülüşünle kalbimi.Hayat daha bi anlamsız oluyor yoksun diye.Eskiden en azından yakınımdaydın.Her sabah yüzünü görmek bile yetiyordu .O gün güzel olurdu benim için.Beni cezalandırmak için mi gittin buradan hasretime daha da arttrmak için mi kaçtın benden.Hadi bu kadarı da fazla dön artık buralara.
İşte benim hayatım sensizken yok bitanem.Benim olmasanda görmek yakınımda olduğunu hissetmek bile güzeldi.Hem o zaman sesimi duyma umudumda vardı.Anlayacaktın beni bir gün.
Ben her zaman seni bekliyorum aşkım.
Seni çok seviyorum...
sana dair ne varsa içimde saklıyorum
bir günlük tutuyorum senle ilgili
açıp okuyunca hatırlayacağın geçmişi
senin yerine ben kazıyorum aklıma
gönlümden geçenlerle birleştiriyorum
ekler yapıyorum içimden geldiği gibi
oluyor mu olmuyor mu buna sen karar vereceksin
ve o zaman anlayacaksın beni
ya da gideceksin hiç olmamış gibi...